Çocuk Hakları Sözleşme Maddeleri

1- Her birey on sekiz yaşına kadar çocuk olarak kabul edilir. Her çocuk vazgeçilmez haklara sahiptir.

2- Çocuk Hakları, bütün çocuklar içindir. Doğum yerleri, konuştukları dil ne olursa olsun fark etmez. Büyüklerinin inançları ya da görüşleri nedeniyle hiçbir çocuğa ayrım yapılmaz.

3- Çocuklarla ilgili bütün yasa ve uygulamaları oluşturanlar, önce çocukların yararını düşünmek zorundadır. Devlet, çocukların koruma ve bakımını üstlenenlerin sorumluluklarını yerine getirmeleri için önlemleri alır ve onların sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerine bakar.

4- ÇHS’de yazılı olan hakların uygulanması için gereken her türlü çabanın gösterilmesi gerekir. Devlet çocukların bu haklardan yararlanmasını sağlar.

5- Devlet, hakların uygulanması konusunda çaba gösterirken başta anne baba olmak üzere çocuktan sorumlu olan kişilerin haklarına karşı saygılı olur.

6- Yaşamak, her çocuğun temel hakkıdır ve herkesin ilk görevi çocukların yaşamını korumaktır.

7- Her çocuğun bir isme ve vatandaşlığa sahip olma hakkı vardır. Devlet, çocuk doğduğunda bu ismi kaydeder ve çocuğa bir kimlik verir.

8- Çocuklara verilen isim, vatandaşlık hakkı ve aile bağları korunmalıdır. Tüm bunlar zorla değiştirilemez ve alınamaz, değiştirilmek istenir ya da çocuğun elinden bu haklar alınırsa devlet bu duruma karşı çıkmalıdır.

9- Her çocuğun ailesiyle birlikte yaşama hakkı vardır. Anne baba çocuğa bakamıyorsa, çocuk bu durumdan zarar görmesin diye ona başka bir bakım sağlanmalıdır. Bu durumda da her çocuğun, anne ve babasıyla düzenli olarak görüşebilme hakkı vardır.

10- Anne babası ayrı ülkelerde yaşayan çocukların aileleriyle birlikte olabilmeleri için devletler kolaylık gösterir.

11- Anne ve babalarının izni olmadan hiçbir çocuk başka bir ülkeye götürülemez. Çocukları bu şekilde başka yerlere götüren kişilere karşı mücadele edilmesi gerekir.

12- Her çocuk, görüşlerini serbestçe ifade etme, kendisini ilgilendiren her konuda görüşlerinin dikkate alınmasını isteme hakkına sahiptir. Herkesin çocukları dinleme, onların fikirlerini öğrenme ve onlara saygı gösterme sorumluluğu vardır.

13- Her çocuğun duygu ve düşüncelerini istediği şekilde açıklama hakkı vardır. Çocukların da başka kişilerin zarar görmemesi için gerekeni yapmaları gerekir.

14- Her çocuğun, kendi düşüncesini geliştirme ve istediği dini seçme hakkı vardır. Bu konularda çocukları büyüten yetişkinlerin de onlara yol gösterme hakkı ve sorumluluğu vardır.

15- Çocukların arkadaşlarıyla barış içinde toplanabilme, dernek kurabilme ya da derneklere üye olma hakkı vardır.

16- Hiç kimse çocukların onurunu kıramaz, onları küçük düşüremez, özel hayatına karışamaz. Çocukların bu hakkı yasalarla korunur.

17- Devlet, kitle iletişim araçlarının, çocuğun gelişimi açısından önemini kabul eder. Çocuğun bunlarla çeşitli bilgi ve belgelere ulaşmasını sağlar, kendi kültürü ve dili bakımından bu araçlarla alabileceği gereksinimleri karşılar. Ayrıca kitle iletişim araçlarının verebileceği her türlü zarardan çocukları korur.

18- Çocukların yetişmesinden ve gelişmesinden sorumlu olan büyükler, bu sorumluluklarını en iyi biçimde yerine getirirler.

19- Hiç kimse, çocuklara karşı olan sorumluluklarını onlara zarar verecek şekilde kullanamaz. Devlet çocukların hiçbir zarara uğramaması için her türlü önlemi almakla yükümlüdür.

20- Her çocuğun ailesinden yoksun kaldığında ya da aile ortamı onun için uygun olmadığında devletten özel koruma ve yardım alma hakkı vardır. Anne babasıyla birlikte yaşayamayacak çocuklar için özenli bir araştırmayla iyi aileler bulunur.

21–22- Yaşadığı ülkenin dışında bir başka ülkeye gitmek zorunda kalan her çocuğun, gittiği ülke tarafından korunma hakkı vardır.

23- Engelli çocukların özel olarak korunma ve saygı görme hakkı vardır. Devlet engelli çocukların bakımını, eğitimini sağlayacak kurumları oluşturma sorumluluğuna sahiptir. Engelli çocukların ailelerine her türlü yardım yapılır.

24- Her çocuğun sağlık hizmetinden yararlanma hakkı vardır. Hastalıklardan korunması devletin ve toplumun güvencesi altında olup çocukların beslenmesine, aşılanmasına, çevrenin temizliğine ve diğer sağlık koşullarına dikkat edilir. Hastalanan çocuklar tedavi edilir.

25- Çocuk haklarına uygun olarak kreşler, çocuk yuvaları, yurtlar, okullar, çocuk hastaneleri oluşturulur, bunlar düzenli olarak kontrol edilir.

26–27- Her çocuğun gelişme hakkı ve sağlığı güvence altında olmalıdır. Bu konuda çocukların daha iyi bir yaşam sürdürmeleri için gerektiğinde yardım edilir.

28- Her çocuk eğitimini tam yapabilmek için desteklenir ve korunur. İlköğretim parasız ve hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm çocuklar için hak ve zorunludur.

29–30- Çocuklara verilen eğitim onların gelişimlerini en fazla ölçüde sağlayacak düzeyde olmalıdır. Eğitim, çocukların hoşgörüsünü, kendi kültürüne ve farklı kültürlere saygısını, ayrımcılığa karşıtlığını, doğaya saygısını arttıracak biçimde düzenlenir. Çocuğun kendi kültürü, bulunduğu ülkedekinden farklıysa gelişim ve eğitim hakkının her aşamasında buna gereken özen gösterilir.

31- Çocukların boş zamanlarını değerlendirebilmeleri, kendilerini geliştirebilmeleri için oyun bahçeleri, çocuk kulüpleri, kütüphaneler, spor ve kültür merkezleri açılmalıdır. Her çocuğun bu tür etkinliklere katılma hakkı vardır.

32- Çocukların okula gitme, oyun oynama hakkı vardır. Onlar yetişkinler gibi çalıştırılamazlar. Çalışmak zorunda kalırlarsa yapacakları iş onların sağlığı ve eğitimleri için sorun oluşturmamalıdır.

33- Bütün çocuklar her türlü zararlı maddelere karşı korunur. Bu tür maddeleri üretip çocuklara veren kişiler cezalandırılır.

34- Çocukları bedensel ve ruhsal yönden örseleyecek hiçbir yaklaşıma izin verilemez.

35- Devlet, çocukları koruma ve çocukları kaçırıp onları satan, onları çalıştırmak isteyen kişilerle mücadele etme sorumluluğuna sahiptir.

36- Hiçbir kişi kendi çıkarları için çocukları kullanamaz. Devlet böyle bir duruma karşı her çocuğu korur.

37- Çocuklar hiçbir şekilde insanlık dışı yöntemlerle ya da aşağılanarak cezalandırılamaz. Bir çocuk suça itilmişse ona uygulanacak ceza yaşına ve gelişimine uygun, onun eğitimini engellemeyecek şekilde olmalıdır.

38- Her çocuğun barış ortamında yaşama ve savaşlardan korunma hakkı vardır. Çocukların askere alınmaması gerekir. Devlet, çocukları silahlı çatışmalardan ve sonuçlarından korumakla sorumludur.

39- Çocuklar çeşitli nedenlerle zarar görmüşlerse onların iyileştirilmeleri için çalışmalar yapılır, bir daha aynı şekilde zarar görmemeleri için önlemler alınır.

40- Yasalarla sorunu olan çocuklar bu durumdan tek başlarına sorumlu değildir. Çocuklar farkında olarak kimseye zarar vermez. Suça itilen çocuklar, yetişkinler gibi cezalandırılamaz, özel yasalarla yeniden topluma kazandırılırlar.

41- Bir devletin yasaları burada belirtilen hükümlerden daha iyiyse, bunlar hiçbir şekilde değiştirilemez.

42- Devlet, ÇHS’nin herkes tarafından öğrenilmesini sağlar.

43- ÇHS’nın uygulanmasını değerlendirmek üzere Çocuk Hakları Komitesi kurulmuştur.

44- Devlet ve o ülkede yaşayan insanlar Çocuk Hakları Komitesine, çocuk haklarıyla ilgili durum hakkında bilgileri vermekle sorumludur.

45-İlgili kuruluşlar Çocuk Hakları Komitesinin çalışmalarına kolaylık ve yardım sağlar.

NOT: Çocuk Hakları Sözleşmesi 54 maddeden oluşmaktadır. Sözleşmenin bundan sonra 54’e kadar devam eden maddeleri, sözleşmenin devletler tarafından nasıl imzalanacağı, onaylanacağı ve yürütüleceği ile ilgilidir.

Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin 13. Durağı İstanbul

Size güzel bir haberimiz var!

Türkiye’de tek, dünyadaki en büyük festivallerden biri…

Festival ruhunu şehirlerle buluşturan Türkiye Kültür Yolu Festivali, Türkiye’nin uluslararası marka değerlerine de katkıda bulunuyor. Özenle oluşturulan festival rotaları, tarihi ve kültürel miraslarımızı birer cazibe merkezine dönüştürmeyi hedefliyor.

Picasso, Da Vinci, Frida, Andy Warhol, Salgado ve Refik Anadol gibi önemli sanatçıların eserleri, 28 Eylül – 6 Ekim tarihleri arasında İstanbul Kültür Yolu Festivali’nde sergilenecek…

Çocuklarla bu sanat eserlerini inceleme fırsatı bulabileceğimiz için çok şanslıyız..

Oyun Kampta Ekibi’nin gözüne çarpan bir kaç önemli sanatçı ve eserlerini sizlerle de paylaşmak isteriz;

Leonardo Da Vinci – “Rönesans Dehası” Lale Müzesi’nde: Da Vinci’nin eserleri ve 100’den fazla icat modeli, 28 Eylül’den 15 Ocak 2025’e kadar Lale Müzesi’nde sanatseverlerle ücretsiz olarak buluşacak.

Pablo Picasso “Resimden Seramiğe Bir Serüven” AKM’de: Picasso’nun gravürleri, çizimleri, posterleri, litografileri ve fotoğraflarından oluşan 170 parça eser, 28 Eylül – 31 Aralık tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde ücretli olarak ziyaret edilebilirsiniz.

“Frida Kahlo’nun Günlükleri” Sergisi Grand Pera’da: Frida Kahlo’nun kişisel günlüklerinden esinlenerek hazırlanan sergi, 28 Eylül – 26 Ekim tarihleri arasında Grand Pera’da ücretsiz olarak sanatseverleri bekliyor.

Sebastiao Salgado’nun ‘Genesis’ Sergisi MSGSÜ Tophane-i Amire’de: Salgado’nun kariyerinin en önemli projelerinden olan ‘Genesis’ sergisi, 28 Eylül’den itibaren MSGSÜ Tophane-i Amire’de ziyaretçilerini ağırlayacak.  Bu eserleri ücretli olarak ziyaret edebilirsiniz..

Andy Warhol “Pop Art’ın İkonu” AKM’de: Andy Warhol’un eserleri, 28 Eylül – 31 Aralık tarihleri arasında AKM’de ücretsiz olarak sergilenecek.

Refik Anadol “Yeryüzü Rüyaları” AKM’de: Anadolu’ Projesi: Yeni medya sanatçısı Refik Anadol’un son projesi, 28 Eylül – 6 Ekim tarihleri arasında AKM’de ücretsiz olarak  ziyaret edilebilir.

İstanbul Kültür Yolu Festivali kampsamında bu sanatçılar ve eserlerine, bir çok konsere ve daha fazlasına https://www.kulturyolufestivali.com ‘dan ulaşabilirsiniz..

Cumhuriyet’imiz 100 yaşında!

100 yıl önce bugün Türk milletinin yaşadığı topraklarda sömürgeci güçler bir daha vatanı cetvelle paylaşmasın, kendi ülkesinde halk misafir olmasın diye ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK  tarafından Cumhuriyet ilan edildi..

100 yıl önce bugün bir lider kendi sultanlığını oluşturabilecek tüm koşullar müsait iken en zorunu seçti..

İşte biz de 100. yılına özel Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan cumhuriyetin önemli kazanımlarını sizler için derledik…

YAŞAM HAKKI

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte elde ettiğimiz en önemli haklardan biri; hiçbir şekilde sınırlandırılamaz ve engel olunamaz olan yaşama hakkıdır. Öncesinde herhangi bir yetkili ağızdan çıkacak söz ile sonlandırılabilen bu hak yasalar ile koruma altına alınmıştır.

 

SAĞLIK HAKKI

Cumhuriyet ile birlikte tüm vatandaşların hangi statüde olursa olsun sağlık hizmetinden yararlanma ve sağlıklı bir ortamda yaşama hakkı anayasa ile birlikte koruma altına alınmıştır

 

EĞİTİM HAKKI

Herkesin eşit şartlarda eğitim almasını sağlayan haklar Cumhuriyet döneminde tanınmıştır. Bu sayede belirli bir zümreye özel olan okuma ve yazma tüm ulusa yayılarak toplumsal bilincin önü açılmıştır.

 

KADINLARDA SEÇME VE SEÇİLME HAKKI

Kadının adının dahi olmadığı bir toplumdan, erkekler ile eşit şartlarda toplumsal yaşama katılma haklarından en önemlisi olan seçme ve seçilme hakkı Cumhuriyet döneminde verilmiştir. Fransa, İtalya, İsviçre gibi ülkelerden çok daha önce bir tarihte kadınlarımız hak ettiği haklara kavuşmuştur.

 

DÜŞÜNCE, TOPLANTI VE GÖSTERİ ÖZGÜRLÜĞÜ

Hangi düşünceye sahip olursa olsun insanların fikirlerini özgürce dile getirebilmesi Cumhuriyet ile beraber güvence altına alınmıştır.

 

DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan tüm vatandaşların sahip olduğu inançlar konusunda serbest olduğunu, hiçbir dış müdahale ve zorlamaya tabi tutulamayacağı anayasada güvence altına alınmıştır.

 

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ

Halkın özel hayatının hiçbir yasal güvence altında olmadığı ve nedensiz ihlal edilmesinin önüne geçilmesine engel olmak için vatandaşların özel hayatı Cumhuriyet döneminde güvence altına alınmıştır.

 

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Basın özgürlüğü sahip olduğumuz en önemli hakların başında gelmektedir. Çünkü basın özgürlüğünün olmadığı yerde diğer hak ve özgürlüklerinizden haberdar olmamanın yanı sıra, onların elinizden alınıp alınmadığı hakkında da bilgi sahibi olamayabilirsiniz.

 

Oldukça temel ve herkesçe bilinen hakları bile kısa tanımlarıyla düşündüğümüzde 21. Yüzyılda dahi hakkını ne kadar vererek yaşadığımız muammadır. Her şeye rağmen bu hakların varlığından konuşabiliyorsak, tam 100 yıllık CUMHURİYET’imizin bize kazandırdığı yurttaşlık bilinci sayesinde olsa gerek. Daha özgür, daha insan odaklı, daha bağımsız bir ülkede, bize emanet edilen cumhuriyeti ve haklarımızı bilimin ışığında geleceğe taşımak dileğiyle…

Bayram coşkusunu doya doya yaşayacağınız bir gün olsun!

Cumhuriyetimizin 100. Yılı hepimize ışık olmaya devam etsin!

 

BELMA ATAKAN ÖZAY

Oyun Kampta Kurucu Ortak

Çocuk ve Yaratıcılık

Sizler de fark ediyor musunuz çocuklar ile beraber vakit geçirdiğimizde uçsuz bucaksız hayal dünyaları ile karşılıyoruz. Gelişim dönemlerine göre baktığımızda da hayal güçlerinin ortaya çıkardığı durumları gözlemleyebiliyoruz. Yaratıcılık, çocukların düşünme, problem çözme ve kendilerini ifade etme yeteneklerini geliştiren önemli bir özellik. Peki çocukların yaratıcılığını desteklemek için neler yapabilirsiniz?

 

Çocuklara kendi oyunlarını kurabilecekleri alanlar açabilirsiniz. Kendi oyuncaklarını üretmelerini, araştırmalarını ve keşfetmelerini destekleyebilirsiniz. Bu noktada keşif yapmak için doğa muhteşem bir avantaj.

 

Sanat çalışmalarını çocukların yaratıcılığını destekleyen bir araç olarak düşünebilirsiniz. boş bir kağıt ve kalem ile buluştuklarında ortaya çıkardıkları, boyaya bulandıklarında aldıkları keyif yaratıcılıklarını ortaya koymaya teşvik edebilir.

 

Ve kitaplar, çocukların hayal gücünü geliştirmelerine yardımcı olabilir. Hikayeleri yorumlama ve yeni fikirler üretme konusunda destekleyici olabilir. Burada çocuğunuzun  dikkatini çeken kitaplar ile başlamak önemli olacaktır.

 

Merak ettiği konular hakkında olanak tanımak, dahil etmek ve bu konular hakkında çocuklar ile konuşmak onların yaratıcılığını ve hayal gücünü besleyecektir. İletişimde olmak ve bu özgürlüğü, alanı açmak düşünmelerine ve harekete geçmelerine teşvik edecektir.

 

Çocuklar ile birlikte farklı kültürler tanımak keşfetmek ve bu kültürleri deneyimlemek adına alan açmakta yaratıcılıklarını destekleyecektir.

 

 Çocukların yaratıcı projelerine sabırla destek olmak bu süreçte çok önemli olacaktır.  Yanlarında olduğunuzu hissetmeleri ve başarısızlık korkusu olmadan deneme yanılma fırsatı vermeniz çocuklarınıza güven verecektir.

 

 

Oyun Kamptanın Yaratıcılığa Faydaları?

 

Çocuklarınızın deneyim yaşamaları, keşfetmeleri ve sosyal alanlarını desteklemek adına yaptığımız çocuk aile kamplarımızda yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini destekleyici çalışmalar düzenliyoruz. 

 

Kamplarımızı düzenlerken doğada olmayı önemsiyoruz. Ekip olarak, doğanın bizlere sunmuş olduğu çeşitlilikten beslenerek kendimizi hayal gücümüzün ve yaratıcılığımızın akışına bırakıyoruz. İçselleştirdiğimiz bu duruma özveri ile yaklaştığımız için içeriklerimizi hazırlarken de aynı özeni gösteriyoruz. 

 

Kamplarda çocukların yaratıcılığı açısından neler yapıyoruz;

 

Yaratıcı Drama Çalışmaları; Çocukların bir sonuca odaklanmadan süreç içerisinde kendilerini keşfetmeleri, kendilerini ifade etmeleri ve hikaye oluşturarak, canlandırarak yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini keşfetmelerine alan açıyoruz.

 

Sanat Çalışmaları; Alternatif sanatı benimsediğimiz içeriklerimizde bazen bir kağıt ve kalemin bize yarattığı alanı kullanarak çalışmalarını sürdürüyor bazen de boyaya bulanan elleriyle yaratıcılıklarını destekliyoruz. Bazen heykeltraş oluyoruz bazen de bir ressam ve bunu hissederek içselleştirerek deneyimlemeyi önemsiyoruz.

 

Grup İşbirliği: Kamplarımız, çocukların grup içinde çalışma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabiliyor. Bu, farklı fikirlerin bir araya gelerek yaratıcı projeler üretmelerine olanak tanıyor.

 

Yukarıda bahsettiğim doğa kamplarımız dışında bir de kültür kamplarımız oluyor bazen de sizler ve çocuklarınız için konsept kamplarımızı planlıyoruz. Bu kamplarımızda farklı kültürler ile tanışmak, keşfetmek o bölgeye ait bilgileri edinmek, dokunmak ve hissetmek çocukların yaratıcılığını destekliyor. Konsept kamplarımız da ise farklı temalar ile çocukların buluşmalarına olanak sağlıyoruz. Bu nedenle farklı konular hakkında çocuklar konuşabiliyor ve bunun üzerine kamp süresince projeler üretebiliyoruz.. 

 

Çocuklar Sıkılınca Yaratıcılıkları Gelişir mi?

 

Unutmayın ki her çocuğun yaratıcılığı farklı şekillerde ortaya çıkabilir, bu yüzden onların ilgi alanlarına saygı göstermek önemlidir.

Çocukların sıkıldığı zamanlar, aslında yaratıcılıklarını geliştirmek için harika fırsatlar sunabilir. Sıkıldıklarında, kendi oyunlarını yaratma gerekliliği hissedebilirler. İşte bu noktada yaratıcılıkları devreye girebilir. Kamplarımızda da çocuklara sunduğumuz serbest zamanlar için bu alanı açarak yaratıcılıklarını destekleyeceğini düşünüyoruz. Bu zamanlarda çocuklarda gözlemlediklerimiz;

 

  1. Problem çözme becerileri sıkıldıklarında, üretime geçme isteği ile harekete geçmek adına yollar bulma ihtiyacı duyarlar. Bu, problem çözme yeteneklerini geliştirebilirler.

 

  1. Hayal gücü becerileri için sıkıldıklarında, hayal güçleri daha fazla devreye girebiliyor ve yeni oyunlar veya hikayeler kendi içinde farklı sohbetler oluşturabilirler.

 

  1. Kendiliğinden öğrenme fırsatları doğabilir. Yeni beceriler öğrenmek veya ilgi alanlarını keşfetmek için zaman bulabilirler.

 

  1. Bağımsızlık: Sıkıldıklarında, ebeveynlerin veya eğitmenlerin rehberliği olmadan kendi başlarına faaliyetler planlama ve yürütme alanlarına sahip olurlar.

 

 

 

 

Ancak önemli olan, sıkılmanın çocuklar için sürekli bir durum olmamasıdır. Sürekli sıkılmak çocukların motivasyonunu düşürebilir. Bu nedenle dengeli bir şekilde sıkılma fırsatları sunmak, yaratıcılığın gelişmesine yardımcı olabilir.

Ayşegül KAR

Asırda Friglerin Vatanı Olan Gordion Antik Kenti “UNESCO Dünya Mirası” Oldu!

Ankara’nın Polatlı ilçesinde yer alan Friglerin başkenti Gordion Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kaydedildi!

2012 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde olan Gordion Antik Kenti’nin kalıcı listeye alınması için uzun süredir hazırlıklar yapılıyordu. Bu süreçte Gordion’da incelemeler yapıldı ve ilgili tüm dosya hazırlıkları tamamlanarak UNESCO’ya teslim edildi.

16-20 Eylül tarihlerinde Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde yapılan UNESCO Dünya Mirası Komitesi’nin toplantısında Gordion Antik Kenti’nin UNESCO Dünya Mirası Asıl Listesi’ne alınmasına karar verildi.

Ülkemizle gurur duymak için harika bir haber işte bugün basına bu cümleler ile yansıdı.. Tarih ve kültür kokan topraklarımız OYUN KAMPTA AİLE’ leri ile keşfetmeye devam ediyoruz!…

Tam Ankara Kampı hazırlıkları sürerken bu haberi almak bizim için çok heyecanlı..

Yakında hep beraber Frig’lerin ana vatanı Gordio’dayız..

 

UNESCO Listesinde Türkiye’den 20 Kültür Varlığı

Şimdiye kadar Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilen kültür varlıkları şunlar:

1- İstanbul’un Tarihi Alanları (İstanbul)(1985)

2- Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir, Kayseri)(1985)

3- Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas)(1985)

4- Hattuşa: Hitit Başkenti (Çorum) (1986)

5- Nemrut Dağı (Adıyaman)(1987)

6- Xanthos-Letoon (Antalya, Muğla)(1988)

7- Hieropolis-Pamukkale (Denizli)(1988)

8- Safranbolu Kenti (Karabük)(1994)

9- Troya Arkeolojik Siti (Çanakkale)(1998)

10- Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) (2011)

11- Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya) (2012)

12- Bursa ve Cumalıkızık:Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa)(2014)

13- Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzajı (İzmir)(2014)

14- Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri (Diyarbakır)(2015)

15- Efes (İzmir)(2015)

16- Ani Arkeolojik Alanı (Kars)(2016)

17- Afrodisyas Arkeolojik Alanı (Aydın) (2017)

18- Göbeklitepe (Şanlıurfa)(2018)

19- Arslantepe Höyüğü (Malatya) (2021)

20- Gordion Antik Kenti (Ankara) (2023)

 

BELMA ATAKAN ÖZAY

Oyun Kampta Kurucu Ortak

 

 

Kamplarımızdaki Çocuk Yaş Aralığı Neden 3- 12 Yaş

Bu kampları yaklaşık 8 sene önce çocuğum İstanbul’da sıkışıp kaldığı için ve benim çocukluğumdaki gibi sokakta büyüyemeyeceğini düşündüğüm için yani bir annenin ihtiyacı açısından oluşturmuştum bildiğiniz gibi…

( İyi ki de bu fikir anneliğini yapmışım şimdi meslek haline geldi ve bir sürü çocuk bir çok oluşumla hep böyle doğada ve kamplarda büyümeye başladı canım ülkemde ? Bu benim için büyük övünç kaynağı olacak hayatım boyunca ? )

Bu kampları hayal ederken sokaktan ilham aldım!.. Farkettiğim şey çocukların sürekli etkinlikten etkinliğe sürüklenmesiydi. 4-6 yaş bale, 6-8 yaş piyano 8-10 yaş darama gibi gibi gibi..

Peki ya biz böyle mi büyüdük sokakta❓

Başımızda öğretmen abla ya da abi var mıydı❓

Sokakta bizi gruplara ayıran var mıydı? Yoksa biz oyunlara, yaşlara ve deneyim sahipliğimize göre kendi kendimize mi dahil olurduk? Özgüvenimizi başka türlü nasıl kazanabilirdik? Sokakta var olmak için zor-kolay kendimizi şartlara göre uyumlamaz mıydık❓

Büyüklerimiz küçüklerimizi severdi, kollardı, küçükler büyüklerine saygı duymayı bilirdi!.. Yani sokak SAYGI-SEVGİ – BİRLİK dolu değil miydi❓

İşte tüm bunlardan sebep kamplarımızın çıkış noktası olan bu sokak kültürünü, özgürlüğünü çocuklarımıza verebilmek adına çocuk yaş aralığımız tam da sokaktaki gibi 3-10 yaş arasıdır!..

Hele ki neredeyse büyük bir çoğunluğun tek çocuk yaptığı bu dönemde sürekli akranlarına maruz bırakılıp büyüyünce neye benzeyeceğini hayal bile edemeyen çocuklarımızın var olmasını ve bu şekilde sadece büyümesini ben ve Oyun Kampta ailem inanın istemiyoruz. Ve bu duruma üzülüyoruz..

Biz özgüvenli, şefkatli, özgür, heyecanlı, hayalperest, oyunbaz, saygılı, sevgili, haklara önem veren, birey olarak konumlandırılan çocukların ülkemizde büyümesini, yeşermesini istiyoruz‼️

Bu yüzden de sokak ve sokak ruhu bizim çıkış yolumuzdur ?Ve kamplarımız 3 ila 12 yaşındaki tüm çocukları kapsamaktadır‼️

Sevgiyle;
Oyun Kampta Fikir Annesi

Belma Atakan

Hepsi Geçecek

Hepsi geçecek ????

Zaman bu ara böyle akıyor sanki…

İtiraf ediyorum corona virüsünü ocak ayında evde bizimle yaşayan ablamızdan duymuştum. Bizim haberlerimize daha yansımamışken kendisi Rus haberlerini takip ettiği için oradan öğrenmiş ve bana da söylemişti.. “Çin çok kötü durumda bu tarafa doğru gelecek tüm dünyayı saracak diye korkuyorum” dediğinde inan dinlemekte bile zorluk çekmiştim ve “bize bişi olmazzzzz” deyip evden çıkmıştım rutin koşturmalarım için…
Şimdilerde ise rutin koşturmalarım epey değişti ????

Evimde tv kanalları açık değildi, sadece Netflix çalışıyordu ama dün akşam artık güncel takip yapabilmek için tv kanallarını kurdum :/ Kaygı seviyemi koruyarak haberleri izleme ihtiyacı duyuyorum.

Arkadaşlarımla yine sosyalleşeceğim ama görüntülü olarak kahve içip sohbet ederek ( bugün ilk deneyimimizi yapacağız 3 arkadaş birazdan hazırlanmam lazım ????)

Yakın zamanda gittiğim Sakıp Sabancı’daki Abramovic Institute Sergisi sonrası ilgimi çeken sanatçının kitabına kendimi adadım, bana bu süreçte epey iyi geliyor derinlere inmek!..

Canım turuncum Nurcan ile gittiğimiz spor merkezi kapandı diye evlerimizde eş zamanlı spor çalışmaları yapıyoruz (farkındaysanız sosyallik devam)

Erken saatlerde uyuyup erken kalkmaya devam ediyorum. Uykunun bağışıklık sistemine faydasını unutmuyorum. Bu arada hayatımda ilk defa bağışıklığım için ek takviyeler almaya başladım :/

Yine Nurci’yle Oyun Kampta ile ilgili sürekli fikrimizde olan ancak bir türlü hayata geçirmeye vakit bulamadığımız projelerimize zaman ayırmaya karar verdik…

Biraz kendime dönebilmek için zamanımın olduğu bir dönem. Daha cumartesi günü hem diş hekimim hem de arkadaşım Çağrı Altuntaş ile dertleştiğimde böyle bir süreçte olduğumu hissettiğimi söylemişken zorunlu bir inziva dönemine girmiş olmak da enteresan oldu benim için.

Aslında bir nevi uyumlanma ve teslimiyet içerisindeyim bu sabah itibariyle özellikle.. Biliyoruz ki evde oturmak değil bizi bu hale getiren yoksa evde kalıp nasıl zaman geçireceğini her halükarda bilen insanlarız pek tabi!!! Ama kaygılar inanılmaz yüksekken odaklanmakta sorun yaşadığımız doğru. Kaygılarımızdan uzaklaşmak ve önlemler alarak teslim olmak ruhumuza iyi gelebilir! Hadi denemeye devam!…

Şefkatle sarılıyorum sizlere sosyal mesafemi koruyarak..

Belma Atakan

Bir Asırlık Ömürümüz Olsun!…

Kuaföre ayda bir zorunluluktan gitmek durumunda olanlardanım. Malum 18 yaşımdan beri çıkan beyazlarım var hala varlıklarına alışamadığım 🙂

Geçen ay da işte böyle sokağımdaki minnak dükkanda saçımı boyatıyordum ki işte bu amca çıkageldi dükkana. Eşi aradı önce amcanızı yollayacağım diye.. Amca ilk önce kapı önündeki koltuğa oturunca eşi yine aradı dükkanı amcanızı içeri alın üşütecek diye ilk ilgimi çeken zaten Betül Hanım’ın eşini bu şekilde sarmalaması oldu…

Girdi içeri… Göz göze geldik ve tanıştık başladık sohbete ☺️ Psikiyatrist’miş hatta eskilerin en iyilerinden, kitabı var yazdığı ayrıca uzun süre siyasetle uğraşmış. Sohbet bal gibi uzuyor, Adnan Menderes’in oğlu ile aynı okulda mba yapmış İngiltere’de ve oradaki hayatından ve tanıştığı insanlardan bahsediyor… Aklında kalanlar, onun için yer eden anılarını anlatıyor elinde kahvesi ile…

Sonra sordum : “ Bana 1 asırlık ömrünüz boyunca edindiğiniz en güzel ve önemli olduğunu düşündüğünüz bilgiyi verebilir misiniz?? “

Cevap : Çok gez! Kendi kitabını yaz ve yaşlandığında yazdığın bu kitabını huzurla oku!…

Ne iş yaptığımı, hayallerimi bilmeyen 96 yaşındaki bu amca işte tam da bana bunu söyledi!.. O yüzden gezmeye, yeni insanları tanımaya, kitabımın sayfalarını daha da arttırmaya devam etmek adına insan ve anı biriktirmeye devam!…

Kendi yolumda, şefkatle..

Belma Atakan

Bazı sorunlar var çözemediğim içerimde…

Bazı sorunlar var çözemediğim içerimde… 5 yıl kadar önce çocuk ve aileleri bir araya getirmek, doğaya ve sanata dokundurabilmek, apartman yaşantılarından kısmen de olsa çıkıp sosyalleşmeye kucak açmak, plastik yaşantılardan uzaklaşmak, hak temelli öğretilerde bulunmak adına yola çıktım yoldaşlarımla, canım dostlarımla… Bu ara bazı şahit olduğum olaylardan sebep bu içerimde yaşanan duygular.
İlk başlarda çok anlatmıştım, yeniden anlatmak istiyorum bizi, yaklaşımlarımızı, amacımızı.. Bilip unutanlara hatırlatmak, bilmeyenlere öğretmek maksadımız, yüreğimizden gelen bu düşüncelerimize sarılmanız tek isteğimiz…
Kamplarımızda internet, tv, telefon, tablet kullanımına izin vermiyoruz.
Sıkılmanın yaratıcılığı arttırıcağına inanıyoruz. Çocukların boş zamanlarında arkadaşlarıyla saçmalamalarına izin vermenizi istiyoruz.
Çocukların atölyelere katılımını zorlamanızı istemiyoruz. (Para verdim katılacaksın diyene rastladık)
Çocuklarınızı kalabalık içinde övüp, tenhada evde sana göstericem demenizi istemiyoruz. (Yine rastladık)
Kamplarımızda ilk önce sizin kendi çocukluğunuza dönmenizi istiyoruz.
Kaygılarınızın çocuklarınıza geçmesini istemiyoruz. Kaygılarınızı kısa bir tatil süresi için evde bırakmanızı istiyoruz.
Eğitmenlerimizin her birinin konusunda uzman, formasyonlu ve sanatçı olduğunu bilmenizi istiyoruz. Bazen çocuk bakıcısı muamelesi yapılması bizi üzüyor çünkü.
Kötü hava yoktur, yanlış kıyafet vardır mottosunun her zaman dilimizde olduğunu bilmenizi istiyoruz.
Börtü böcekten evet belki biz de korkuyoruz ancak onların evine gittiğimizi unutmadan onlarla yaşamayı öğrenmeyi hedefliyoruz. (Sarı süleymanı öldürmedik gitmesini bekledik sandalye tepesinde 1 saat yan evdeki komşumuz ise hiç acımadan 3sn içerisinde öldürüverdi inanın üzüldük )
Hoşgörü ve tahammül duygularına sadık kalmayı hedefliyoruz.
Kamplarımızda HİÇ’lik olduğunu vurguladığımızı bilmenizi istiyoruz.
Öncelikle çocukların eğlenmesi, öğrenmesi ve başrolde olmasını istiyoruz.
Çocuğunuza alan yaratmanızı ve fırsat vermenizi istiyoruz.
Çocuğunuzun bir birey olduğunu unutmamanızı kendi kararlarını kendisinin vermesine saygı duymanızı istiyoruz.
Teşekkürler
Oyun Kampta Kurucu  / Belma Atakan

Kampçılık Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Kampçılık; içinde ani gelişebilecek birçok durum barındıran ve ne kadar öngörülü olursanız olun B planınızın olmasını zorunlu kılan kapsamlı bir tatil şeklidir. Genel olarak gittiğimiz kamp alanları şehir dışında ve yerleşim birimlerinden uzakta olduğu için eksik ihtiyaçların temin edilmesi sizin ve kamp ekibiniz için her seferinde ciddi bir soruna dönüşebilir. Bu liste profesyonel kampçılık için ve çok soğuk iklimlerdeki kamplara uygun malzeme listesi değildir.
Çocuğu olan ailelerin mutlaka götürmesi gereken kamp malzemeleri:
Çocuk uyku tulumu.
Mat (Çocuklar için şişme tercih edin)
Çocuk kafa lambası.
Boyuna asılabilen düdük.
Sürekli kullanılan ilaçlarınız… (astım-alerji vs…)
Yanık kremi, ateş düşürücü.
Genel Malzeme listesi:
Çadır
Uyku Tulumları
Mat
Çadır Sabitleme Çivisi
Şişme Yatak ve pompa (arzu edilirse)
Suluk
Sırt Çantası
Kafa Lambası ve/veya Fener
Yedek Pil
Fotoğraf Makinesi malzemeleri
Şarj cihazı
Kamp bıçağı, çakı
Mangal, Mangal Kömürü ve Maşası (arzu edilirse)
Yemek Malzemeleri
İçecek Malzemeleri
Kamp Sandalyeleri ve Katlanır Masa
Kamp Ocağı ve Yedek Gaz
Yağmurluk
Yedek Kıyafet
Yemek Pişirme Malzemeleri
İlk Yardım Kiti (Yara bandı, Ağrı Kesici, Sargı Bezi, Batikon, Pamuk)
Böcek ve Sinek Kovucu Sprey
Büyük Boy Çöp Torbası
Islak Mendil ve Tuvalet Kâğıdı
Diş Fırçası ve Macunu
Güneş Kremi
Doğaya Zarar Vermeyen Bulaşık Sabunu
Kibrit
Çatal – Bıçak – Kaşık ve Kamp Çakısı
Şapka
Bölge Haritası
Güneş Gözlüğü
Pusula
Termal İçlikler
Kişisel Bakım Malzemeleri
Defter-Kalem (not almak için)
Her Mevsim giyilen Polar Mont
Termos
Masa Örtüsü
Çaydanlık, Kahve cezvesi ve malzemeleri
Bol miktarda çöp poşeti
Mutfak Malzemeleri
Gidilecek yerde içme suyu yoksa su
Kamp ocağı ya da tüp
Kibrit ve çakmak
Çatal, Kaşık, Bıçak, Tabak
Tencere-tava seti (ihtiyaca göre)
Çaydanlık
Bardak – tercihen plastik ya da kağıt
Bulaşık bezi ve deterjanı
Tuz, baharat, şeker
Çay, kahve
Termos
Ambalajlı gıda, çerez
Odun, kömür
Mangal
Çakı veya bıçak
Tel ızgara
Ekmek
Yağ
Meyve
Kalacağınız güne ve öğüne göre yiyecek
İçecekler
Maşa
Alüminyum folyo
Yiyecekleri soğuk tutmak için buzluk ya da yerini tutacak bir şey
Yaz Kampları İçin Listeye Ek Malzemeler:
Mayo
Deniz Pabucu ve Sandalet
Deniz Havlusu
Güneş kremleri
Plaj Çantası
Çocuklar İçin Kum Kovası ve Küreği.
Çocuk Can Yeleği ve Kolluklar
Çocuk Güneş Kremi
Son dönemde benim bizim listemize eklediğim bir diğer VAZGEÇİLMEZ malzeme Selfie Çubuğu
Yürüyüş Malzemeleri
Eğer ayrıca yürüyüş yapılacaksa baton, tozluk
Yürüyüş için küçük sırt çantası
Polar
Önemli Notlar
Kamp yapmak fikri; biz Türk tipi aile kültüründe mangallı piknikler yaparak, son derece gürültülü zaman geçirmeyle; gerçekten kamp yapmak arasında gelgitleri olan bir soruna dönüşmüş durumda.
Bizim aile olarak kamp yapmayı tercih etme nedenimiz, öncelikle çocuğumuzla birlikte doğa şartlarını deneyimlemek, yaşamsal içgüdülerimizi ve doğanın eşsiz güzelliğini keşfetmektir. Şehir karmaşasından ve her türlü gürültüden uzak huzurlu bir tatil istememizdir.
Kampçılığın bize kazandırdığı bence en önemli deneyim birlikte ve bir arada yaşama kültürünü bize kazandırmasıdır. Kamp yerlerin de ormanların içinde her ne kadar özgür ve sınırlarımız yokmuş gibi hissetsek de hem doğanın hem de insanların kuralları vardır. Bu kuralların önceliği doğaya ve çevreye zarar vermemektir.
Doğaya Saygı: Kamp yapmanın amaçlarından biri de doğa deneyimini yaşayabilmek. Kamp alanını bulduğumuz gibi temiz bırakmamız son derece önemlidir. Öyle ki, aşağıdaki işlemleri yapmadan kamp alanını terk etmemeliyiz:
Kamp ateşini yaktığımız alandaki taşları çevreye dağıtmak,
Artık kor – kömür ve külleri ıslatıp, çamursu bir yumak haline getirip, ufak parçalar halinde çevreye savurmak,
Dökülmüş yaprak ve dallarla çadırları kurduğumuz alanı tekrar çıplak toprak kalmayacak şekilde dağıtmak,
Alandan çıkmadan önce son kez etrafa bakıp, geldiğimize ve kaldığımıza dair hiç bir emarenin kalmadığından emin olmak,
gibi işlemleri, doğa anaya karşı sorumluluğumuz olarak algılamalıyız.
Çöp: Çok gerekli durumlarda, doğaya karışabilecek yemek artıkları toprağa (derine) gömülebilir, ancak yine de sağlam bir çöp poşetini yanınızda bulundurmanız ve kamp alanını temiz bırakmanız son derece önemlidir.
Hijyen: Yemek yaparken ve yatmadan önce ve hatta her fırsatta el temizliğine önem vermeliyiz. Ayrıca ayak bakımı da çok önemli; Kampa tabii ki şehirde giydiğimiz rahat ayakkabılarla gitmiyoruz. Ne kadar nefes alan bir bot kullanıyor olursanız olun gün sonunda ayaklarınıza bakım yapmalısınız. Bunun için, gün sonunda, ayağınıza ayak pudrasıyla hızlı hareketlerle masaj yapıp kalın bir çorap giymeniz yeterli olacaktır.
Çok Amaçlı Aletler: Çakı ve çok amaçlı kürek gibi pek çok farklı işlevde kullanılabilecek araçlar elbette büyük fayda sağlıyor. Fakat bu aletlerin olabildiğince kaliteli ve sağlam olanlarını tercih etmeliyiz. Bir fonksiyonunu kullanırken kırılan bir alet, diğer fonksiyonlarını kullanmanızda da engel çıkaracaktır. Söz konusu Doğa’da geçirilecek hayat idame durumlarıysa, masraftan kaçmak doğru olmayabilir.
Yaptığınız kamp ya da piknik her ne ise sizden sonra oraya gelecek ve bu alanları tekrar kullanacak herkesi düşünüp, en önemlisi doğanın düzenini bozmadan bulduğunuz güzellikte ve temizlikte bırakmak ilk şarttır.
İkinci ve en önemli kural ise birlikte yaşama kültürünü göz ardı etmeden etrafınızdakileri rahatsız etmemektir. Özellikle kısıtlı sayıda bulunan Mo-camp alanlarında çadırlar birbirine çok yakın olduğu için gece 24:00’dan sonra sessiz olunması ve gürültü yapılmaması, çok önemlidir.
Ortak kullanıma ait olan tuvalet, banyo ve mutfak gibi alanların kullanıldıktan sonra temiz bırakılması çok önemlidir. Normal şartlarda kamp sınırları içinde içki ve sigara içilmesi kuralına dikkat edilmesi gerekmektedir. Hiçbirimiz gece yarısına kadar içerek sarhoş olan, yerlerde sürünen birisi tarafından uykumuzdan uyandırılmayı istemeyiz. Kamplarda eğlenmek, müzik dinlemek, müzik aletleri çalmak gibi aktivitelerin bitiş saati ….’dır. (size bildirilen saattir) Geri kalan zamanda yapılan her türlü eğlence yanınızdaki çadırlarda uyuyan ve dinlenenler için eziyet şeklindedir. Kampçılık Sporu bize çok önemli bir kültürü öğretir aslında. Hepimiz evlerimizde bulunan konfordan uzaklaşır, yaşamsal tecrübelerimizi sınar, sıcağa, soğuğa dayanıklılığımızı test eder, iletişimi ve en önemlisi paylaşmayı öğreniriz.
“Lütfen önce doğaya, sonra çevrenize ve en önemlisi kendinize saygılı olun..”
Sevgiler;